1 Ekim 2011 Cumartesi

GÜNCE’YE ÖNSÖZ HAZIRLIĞI…

insan yaşayacaklarını görür mü bugünden..iliklerine kadar hisseder mi ihanetin soğukluğunu..çocukluğunu çalanlar, geleceğini şimdiye indirebilir mi..şimdinin de canına ot tıkarlar mı..imamesiz tesbihi parmaksız eline tutuşturabilirler mi?..kalemin kırılır, yeryüzü sehpasına çıkarırlar mı, sana gökyüzünü de çok görürler mi..sonra hiçbir şey olmamış gibi yüzüne hastasın sen muamelesi çekerler mi..
ve her geleni kurtarıcı gibi görür mü..on sekizlik kızı bile gelinliğe sığdırabilir mi..tüm organların senden ayrı canlanır ve dile gelir mi..dönüp durur mu semazenler gibi ayacıkların..ben kimim diye sorgulatır mı biteviye bu durumlar..korkudan ilgi alanlarını artırıp bu yoğunlukta boğdurur mu kendini..kendini vampir etrafındakileri ölü siluetler olarak kurar mı hayalinde..uykudayken hiç kendi sesini başkasıymış gibi duyabilir mi..

her seçimin bir başka felaketlere yol açacağı hissiyle doldu mu beynin..uykuya dalmaktan korkar mı bir insan..tüm çalışmalarını ve emeğini çöpe atabilir mi bu kızgınlıkta..hiç şakağına bir silahı dayayıp onu büyük bir zevkle çekme hissiyle dolabilir mi..intiharın bu kadar güzel olabileceğini düşünebilir mi..kimsin, nesin, kime aşık olduğun, tanıdıkların, akrabaların birbirine karışmış komplo uşağı sandığın oldu mu..bu hayatta tek başınasın artık dediğin durumlar oldu mu..

hiç her defasında konuştuğun, mesajlaştığın insanın aslında farklı biri olarak karşına çıktığın oldu mu..yarattığın roman karakterlerin senin önüne geçtiği durumları yaşadın mı hiç..olayların kontrolünü kaybettiğin ve artık onların bir roman kahramanı olduğun aklına gelir mi hiç..senin yarattığın roman kahramanlarının roman kahramanı hissi nasıl bir şeydir hiç düşündün mü..aslında bunların kurmaca olduğunu, senin uykuda olduğun ve kurmaca hayatın içinde hiç uyanamadığın ve sonsuza kadar uyanamayacağın durumların içinde oldun mu..bunu şu anda olduğu gibi hem olayların farkında, hem uykulu durumunda yazıyorken bu durumun korkunçluğunu betimlemenin ne kadar zor olduğunu düşündün mü..ve bunları anlatmadığım, anlatamadığım insanların haklı olarak verebileceği tepkileri düşündükçe bu durumun  senin iyice sağlığını bile tehdit altına sokabileceğini görebildin mi..bilim adamı kafasından, çöp adam kafasına döndüğünü izleyebildin mi..yaşadım sandığın korkunç anıları acaba yaşadım mı ben bunları diye düşünüp düşünüp kendi kendini bitirdin mi..
o kadar gerçekti ki her şey..belki şu an yarım bir akılla yazıyorum bunları..daha çok şeyler yazacaklarım var..bunlar ve belirtmediğim birçok şey güncemde yer alacak..BİR DELİNİN GÜNCESİ altında diğer yazdıklarımın arasına girecek..ben ne eleştirmenim, ne romancı, ne öykücü, ne şair, ne  tiyatrocu, ne sanatçı, ne bilim adamı, ne fotoğrafçı..ben bunların hepsine ilgi duyan, ve bunlarsız duramayan tembel bir çobanım..kimseyle bu konularda yarışamam elbette..insanları, hayvanları, böcekleri, bitkileri, nesneleri gözledim uzun bir süre..son iki sene hariç bu işlerle uğraştım..büyük bir bölümünü kaydettim hafızama..yazmaya başlayacaktım bunları..insanları yazacaktım..hayvanları..şehirleri yazacaktım..olmadı..ne param yetti..ne de ömrüm yetecek..yazdıklarımın bir bölümünü bitirebilirsem ne mutlu bana..asıl çalışmalarımı içime gömeceğim ne yazık ki..hiç umudum kalmadı bu çalışmalarımı günyüzüne çıkarmaya..sanki birileri buna hep engel oldu..bilmiyorum temel fıkrası gibi otobanda ters tarafta ilerleyen benimdir kimbilir..belki de ben hastayımdır ve herkes haklıdır..belki de bu gibi şeyleri düşünmeyeceksin hiç, kafa yormayacaksın, önüne ne konursa onu yiyeceksin, düşünmen senin neyine değil mi, nasılsa senin yerine düşünen var, sen ne diye yorulacaksın ki, her şeyin hazırı dururken, üretip de ne yapacaksın, müslümanlar gibi, türkler gibi, gelişmemiş, gelişmeye kapalı kafalar gibi olduğun yerde sayacaksın, otlayacaksın, ne derdim olacak diye düşünceksin, dünyayı ben mi kurtaracağım sözünü hayat felsefen yapacaksın ki rahat rahat seni kullansınlar ve sen de bundan hoşnut olacaksın..insanlarımızın büyük bölümü gibi düşünmeyeceksin, sorgulamayacaksın..ama bir şey unutuluyor bilimadamlarının yaptığı çalışmalar, insanlar tarafından hep reddedilmiştir..yeni buluş ve o buluşu yapan insanlara kan kusturulmuştur ömrü hayatında..sonra o buluşlar sayesinde insanlar rahat yaşam sürdürmüşlerdir hiç utanmadan..bilimadamlığı böyle bir şeydir..ölmek var dönmek yok diye bir tabir vardır halk dilinde, dönmeyeceğim..ölmeye hazırım..
insanlığın sırrını bulup da ne yapacaksın..hem buldun, yirmibirinci yüzyılın cadı konumuna düşüp, linç edilme durumunda olabilir..o yüzden o çalışmalarımın çoğunu çöpe atıyorum..bir romanımda dediğim gibi önce kalbimi histen arındıracağım..sonra gözlerimi çıkaracağım..finali beynimle yapacağım..tam olarak bunun gibi bir şeydi..evet bir şey yapacağım..son bir şey..

                                                        Tezel R. Karabandoğlu-Günce’ye Hazırlık..(foto:brian matiash)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder