5 Ocak 2012 Perşembe

BİR PAZAR KAHVALTISI


"Küçük öykümden minicik iki kuple.."

   Öyle bir kadınla birlikte olmam gerekir ki; herkes "Allah'ın safının bu kadar güzel bir kadınla nasıl birlikte olabilir" diye şaşkın ve imrenme dolu ağızları bir karış açık kalsın.

   Hiçbir yeteneği yoktu. Mesleği yoktu. Fiziği düzgün değildi. Konuşması berbattı. Yaşam tarzı köylülükten öteye geçememişti. Yürümesi, oturması, kalkması, yemek yiyişi felaketti. Yemek kültürü denen olgu kısır beyninde sadece "karın doyurma" imgeleminden başka bir şey değildi onun için. Bira ve rakıyı içerdi o kadar. Herkes gibi. Bu içerken mezeler utancından dile gelirdi: "- İçme şu zıkkımı, içersen de yanında bizi götürme bari..yeme bizi!"

   İşte böyle bir adamın hayali gerçek olur; masallardaki gibi.

- Hayatım şöyle hafta içi de bir gün ayarlayalım. Hafta sonu her zaman bizim zaten. Geçmesini istemiyoruz. Önemli olan hafta içini de sabırsızlıkla beklemek değil mi, ne dersin?

- Ne içinmiş bu anlamadım?

- Hani haftasonları çok güzel dakikalar geçiriyoruz ya birlikte, anladın ama anlamamazlıktan geliyorsun. Hem fena mı olur, iş stresini ne güzel atarız. Beklediğimiz o günde çok önemli ve stresli, kavgalı, döğüşlü bir toplantımız var, belki de o gün bizim için hiç gelmesini istemeyeceğimiz bir gün, ama biz o günü sabırsızlıkla bekliyoruz gelmesi için. Güzel fikir değil mi sence? Bence güzel fikir.

- Saçmalama. Günü mü olurmuş bunun? Beyefendi sen onu bunu boşver de yarınki "Kahvaltım" güzel olsun. Bu muydu senin "Pazar Kahvaltıların"?

- Çok erken uyanıyorsun. Biraz yatak keyfi yapılmaz mı Pazar günü be! 12'ye doğru uyansak ben sana ne kahvaltılar hazırlarım. Uykulu gözlerle, o gül kokulu teninin sıcaklığı sinmiş yatağımdan kalkayım, ağzımda bir dolu küfür, buna da şükret canım. Cumartesi sabahları kahvaltılarını da gördük.

- Ne varmış, Cumartesi kahvaltılarında? Kahvaltı, mahvaltı yok sana! Görürsün sen.

- Bi'tanem; bir öneri daha getiriyorum sana: İki günlüğüne hafta sonu misafir çağıralım. Objektifliğine güvenebileceğimiz, ikimizin de yakından tanıdığı birisi olsun. Senin Cumartesi kahvaltını, benim Pazar Kahvaltısıyla karşılaştırıp not versin. Olur mu?

- Çok cin fikirlisin. Ama böyle ters işlere çalışıyor nedense. Kabul ediyorum. Nesine?

- Sen ne dersen kabul ediyorum.

- Pekâla, çağıracağımız misafir kim olsun, ona karar verelim.

Devam edecek...


                                                               Tezel Refik Ş.Karabandoğlu- Bir Pazar Kahvaltısı-Öykü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder